Hz. Muhammed (s.a.v.) 571 yılında Mekke'de doğmuştur. İlk vahiy ise 610 yılında yine Mekke'de Nur dağında gelmiştir. Böylece İslamiyet doğmuştur. Böylece Muhammed (s.a.v.) ilk başta yakınları olmak üzere, çevresini bu dine mensup etmiştir. Daha sonraları git gide büyüyen Müslümanlığa geçiş süreci Medine'ye hicret ile hızlanmıştır. Bu sırada Mekkeliler ile yapılan savaşlar neticesinde İslamiyet yayılmaya başlamıştır. Daha sonra Mekke'nin fethi ile Tebuk ve Suriye taraflarına yapılan seferler sonucu din aşırı derece yayılmıştır.
Hz. Muhammed'in vefatı neticesinde Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali olmak üzere halifeler yönetimi devralmıştır. Ancak bu süre zarfında devamlı İslamiyet gelişmiş ve ilerlemiştir. Böylece diğer dinler ile karışım sağlamış ve karşılıklı alışveriş olmuştur. Dinler birbirinden etki alarak yayılmaya devam etmişlerdir. Bu süreç Abbasilerin kuruluş ve yükselişine kadar devam etmiştir. Özellikle İslam dini içerisinde barındırdığı hoş görü ve adalet sistemi ile diğer dinleri hat safhada etkilemiştir. Tarih boyunca Osmanlı devletinin yıkılışına kadar bu süreç böyle devam etmiştir.
İslam Tarihinin Dünya'ya En Büyük Etki Yılı
Abbasi devletinin kurulması ile birlikte İslamiyet’te ilim ve diğer dinlerin yayılmasında etkisi en zirveye çıkmıştır. Hatta böyle bir zirveyi İslamiyet tarih boyunca Osmanlı döneminde bile görmemiştir. Abbasi devletinin bu özelliğinin kaynağı ise 800'lü yılların başında Bağdat'ta kurulan Beyt'ül Hikme adlı kütüphanedir. Burası bir kütüphanenin yanı sıra bir çeviri ve ilim merkezidir. Buranın en büyük özelliği, başka ülkelerden ve başka dinlere mensup insanların buraya gelip çeviri yapmasıdır. İslam kültürünü buradan öğrenip, kendi kültürlerini de buraya aktarmışlardır. Bu kültürel karışım neticesinde dinlerin yayılması için büyük rol oynamıştır.
wikimedia commons
Bu ilim evinde Dünya üzerinde olan tercüme hareketlerinin en önemlisi meydana gelmiştir. Burada icat edilen birçok buluş günümüzde kullanılan buluşlardandır. Daha sonra devletin zayıflaması sonucu bu ilim evi önemini kaybetmiştir. Ancak orada elde edilenler asla kaybolmamıştır. Selçuklu devleti döneminde ise, Türkler İslamiyet’i seçtikten sonra, eski Türklerin Şaman inancından kalan birçok şey İslamiyet ile karışmıştır ve aynı şekilde İslami birçok unsurda Şamanizm ile karışmıştır. Günümüz İslamiyet’inde bile bu izleri görmek mümkündür.
Tebrik ederim güzel bir yazı. Ancak ilk vahiy 610 yılında geldi, Sanırım klavyenin azizliği de olsa düzeltirseniz sevinirim. Teşekkürler, saygılar. Ahmet
Halen de şamanizm dinini islam dini kabul eden fanatik ırkçı boyutunda olan Türkler vardır. Gerçi Kürtlerde de ateşperestlik olan Zerdüşt dinini İslama katmak isteyenler vardır. Ancak İslam duru bir dindir. Ne şamanizme, ne de Zerdüşt dinine yakın değildir. Analiz asla edilmez.